Genel

Çok geçmeden korunma altına alınmalı

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın organize ettiği ‘Şehir Tanıtım Gezisi’nin yeni durağı, Akdeniz Bölgesi’nin iç kısmında bulunan Burdur oldu.

6.887 m²’lik alana, 277.358 kişilik nüfusa sahip olan Burdur, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı; Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Roma, Doğu Roma, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı…

Hal böyle olunca da Burdur’un toprağından tarih fışkırıyor.

BURDUR’DAKİ ANTİK KENTLER

Sagalassos Antik Kenti

Kibyra Antik Kenti

Boubon Antik Kenti

Kremna Antik Kenti

‘Göller Yöresi’nde yer alan Burdur’a ulaştığımda ilk olarak dikkatimi, Burdur Gölü’ndeki su çekilmesinin bir hayli fazla olduğu çekti. Gölün, geçmişte ve günümüzdeki görünümü, su çekilmesinin ne ölçüde büyük olduğunu gözler önüne seriyor.

GÖLLER YÖRESİ

Akdeniz Bölgesi’nde bulunan; Acıgöl, Akgöl, Akşehir, Beyşehir, Burdur, Eber, Eğirdir, Gavur, Ilgın (Çavuşçu), Işıklı, Karamık, Karataş, Kovada, Salda, Suğla ve Yarışlı göllerinden oluşan bölgenin adı.

1972’de; 211.1 km²’lik alana sahip Burdur Gölü’nün günümüzdeki alanı, 118.8 km²’ye kadar düştü. 53 yılda 92.3 km²’lik alan kaybına uğrayan gölde, 53 yılda; % 44 oranında su çekilmesi yaşandı.

GÖLBAŞI ARTIK GÖLE UZAK

1990’lı yıılarda Burdur Gölü’nün kıyısında olan Gölbaşı ilçesi, günümüzde gölden kilometrelerce uzaklıkta yer alıyor.

İKONİK SALDA GÖLÜ’NDE ŞİMDİLİK SU KAYBI YOK

1989’da ‘Doğal SİT Alanı’ olarak koruma altına alınan 2 milyar yaşındaki Salda Gölü’nde ise su çekilmesi söz konusu değil. Doğa harikası dünyaca ünlü Salda Gölü’nde yer yer su çekilmesinin izleri görünse de bu durum, yaz ayları için kabul edilebilir ölçüde. Zira; 2020’de yapılan ölçümlerde alanı; 43 – 45 km² olarak ölçülen gölün, son ölçümünde büyüklüğü; 44 km² olarak tespit edildi.

Dünyada yaklaşık 4 milyar yıl önce oluşmaya başlayan, günün 24 saati oksijen üreten tek hücreli canlılar, Salda Gölü’nde oluşmaya ve yaşamaya devam ediyor.

REKLAM

Su çekilmesinin sadece yer üstünde değil, yer altında da olduğunun en belirgin örneklerinden birini Antalya’dan Burdur’a giderken yol üzerinde uğradığımız ünlü İnsuyu Mağarası’nda gördüm. Adını içindeki karbonatlı maden suyuyla oluşan göletlerden alan İnsuyu Mağarası’nda su kalmamış. 1990’lı yıllarda botla gezilebilen yerleri, günümüzde yürüyerek gezmek pekala mümkün.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temiz su kaynaklarına erişimin bir beka meselesi haline geldiğini bir çok kez dile getirdi / getiriyor.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Aralık 2024’te Ulusal Su Kurulu’nda alınan kararla kuraklık riski altındaki 8 gölle ilgili eylem planı hazırlanacağını belirterek; “Su stresi altındaki bir ülke olarak böyle bir kararın çıkmış olmasını ülkemiz için çok önemli bir adım olarak görüyoruz” dedi.

Çok su tüketen peyzaj uygulamaları yerine kurakçıl peyzaj uygulamalarına geçilmesinden, atık suların yeniden kullanılmasına kadar birçok önlemi içeren eylem planıyla, su tüketiminin % 80’e varan su tasarrufu sağlanması hedeflendi.

EYLEM PLANI UYGULANAN GÖLLER

Eğirdir Gölü

Akşehir – Eber Gölü

Manyas Gölü

İznik Gölü

Burdur Gölü

Bafa Gölü

Beyşehir Gölü

Tuz Gölü

• ‘YAŞAMIN BAŞLAMA SIRRI’ SALDA GÖLÜ’NDE

Türkiye’nin en derin, en temiz, en berrak ve en derin olma özelliklere sahip göllerinden biri olan Salda Gölü, birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor. 184 metreyle Türkiye’nin en derin 4’üncü gölü olan Salda Gölü’nü, diğer göllerden ayıran en önemli özellik stromatolit (Bakteriyel kökenli beyaz kayaçlar) oluşumlarına uygun jeobiyokimyasal bir ekolojik sürece sahip olması. İklim, jeolojik yapılar ve bakteriyle siyanobakteri etkileşimi sonucu oluşan bu çökeller, yeryüzünde ilk kez 3.5 milyar yıl önce oluşmaya başladı.

Birçok araştırmacı tarafından, öncül yaşam biçimlerine ve ilkel yaşam koşullarına dair önemli veriler içerdiği düşünülen stromatolitlerin oluşum mekanizmalarıyla bu süreçleri kontrol eden jeobiyokimyasal faktörlerin anlaşılmasının dünyada yaşamın başlangıcı konusunda önemli bilgiler vereceği düşünülüyor.

Salda Gölü Havzası’nda 81 familyaya ait 301 sucul ve karasal bitki türü bulunuyor. Ayrıca sonbahar ve kış dönemlerinde su kuşları için önemli bir duraklama ve yaşam alanı olan Salda Gölü, 38 farklı su kuşuna ev sahipliği yapıyor.

Burdurlular, ‘Göller Yöresi’ndeki bütün göllerin çok geç olmadan koruma altına alınması gerektiğini düşünüyor.

REKLAM

Salda Gölü’nün, sıcak hava balonları ve triatlonla turizmin yeni yıldızı olması hedefleniyor.

Burdur’daki antik kentler, Anadolu’nun kadim tarihini en iyi şekilde gözler önüne seren örneklerden biri olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onarma ve ayağa kaldırma çalışmalarıyla gelecek nesillere ulaştırılmaya çalışılıyor.

• SAGALASSOS ANTİK KENTİ

Burdur’un Ağlasun ilçesinde, denizden 1500 – 1700 metre yükseklikte yer alan Sagalassos Antik Kenti, Roma döneminde, Pisidia bölgesinin en önemli kentlerinden biriydi.

Anadolu’nun en iyi korunagelmiş antik kentlerinden biri olan Sagalassos Antik Kenti’nde ilk yerleşim izleri, günümüzden 12 bin yıl öncesine kadar uzanıyor.

Kente girişte, saray büyüklüğünde bir kent konağının avlusu ve salonları yer alıyor. Kentin alt kısmına büyük Roma İmparatorluk hamamı hâkim. Aşağı agora etrafında; agora çeşmesiyle Apollo Klarios Tapınağı’nın ve Hadrian Çeşmesi’nin kalıntıları bulunuyor. Yukarı agora etrafında açığa çıkarılan anıtlar, onarılarak ayağa kaldırıldı.

* Agora… Antik Yunan kentlerinde, şehirle ilgili politik, dini, ticari her türlü faaliyetin gerçekleştiği, tüm kamu binalarının bulunduğu alan.

Kentin en büyüleyici yapısı, suları günümüzde de çağlayan Antoninler Çeşmesi… Kalıntılar arasında kent meydanına açılan iki anıtsal kemer, agoranın dört köşesinde yükselen onursal sütunlar, belediye binası, kent konseyi binası, kilise ve dans eden kızlar kabartmalarıyla tanınan heroon dikkat çekiyor. Kentin kütüphanesiyle tiyatrosunun kalıntıları da günümüze ulaştı.

* Heroon… Yunan veya Roma kahramanına adanmış ve kahramanın anılması veya kült ibadeti için kullanılan türbe.

UNESCO LİSTESİNDE YER ALIYOR

Sagalassos Antik Kent’te gerçekleştirilen kazılarda çıkarılan pek çok eser, Burdur Müzesi’nde sergileniyor.

Sagalassos Antik Kent, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor.

REKLAM• KIBYRA ANTİK KENTİ

Burdur’un Gölhisar ilçesinin Horzum Mahallesi’nde birbirinden derin yarlarla ayrılan hâkim üç tepelik alan üzerinde yer alıyor.

Antik kentin bugün görülebilen tüm mimari kalıntıları, Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait.

Bir hayli büyük bir alana sahip olan Kibyra Antik Kenti’nde yapılar simetrik düzenlenmiş. Tepelik, teraslanarak göl ve ova manzarasına hâkim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmiş durumda.

Antik kente girerken solda muhteşem bir anıtsal kapıyla Antik Çağ Anadolu’sunun 12 – 13 bin kişi kapasitesiyle en görkemli stadyumu bulunuyor. Stadyumu görünce; at arabaları yarışları ve Gladyatör dövüşlerini tahayyül etmek kaçınılmaz oluyor.

Sohbet ettiğim, Kibyra Antik Kent’in kazı başkanı Prof. Dr. Şükrü Özüdoğru, arkeolojik alanlarda kazı çalışmalarının 12 aya çıkarılmasının çalışmaya büyük bir hız ve verim kazandırdığını söyledi.

Kentte, ilerledikçe bazilika, yukarı ve aşağı agora, hamam, gymnasion, tiyatro ve meclis binası ile planlı anıt mezar, hamam, yuvarlak kuleli tak ve su yolları görülüyor. Meclis binası / müzik evi 3 bin 600 kişi kapasitesiyle Antik Çağ Anadolu’sunun en görkemli eserleri arasında yer alıyor.

* Bazilika… Eski Roma kentlerinde forumun yanında bulunan, içinde mahkemelerin veya diğer resmi hizmetlerin görüldüğü büyük çatılı kamusal binalar. Erken Hristiyanlık ve Orta Çağ dönemlerinde ise yan geçitleri bulunan, galerili veya galerisiz olabilen kiliseler.

* Gymnasion… Antik Yunanistan’da halka açık yarışmalara katılan atletlerin, beden eğitimi için düzenlenmiş, çevresinde revaklı avlular bulunan büyük bina.

ANADOLU TEK

Meclis binası / orkestranın tam merkezinde bulunan kırmızı, yeşil ve beyaz mermerden yapılmış, yılanlardan oluşan saçları ve insanları taşa çeviren bakışlarıyla Medusa Mozaiği, Anadolu’da tek olma özelliğine sahip.

REKLAM• KREMNA ANTİK KENTİ

Aksu Vadisi’nde etrafı uçurum olan hâkim bir tepe üzerindeki antik kent, Pisidialılar tarafından kuruldu. M.Ö. 6’ncı yüzyılda Lidyalıların, M.Ö. 546’da Perslerin, M.Ö. 333’te Büyük İskender’in burayı almasıyla; Makedonya, daha sonra sırasıyla; Antigonas’ın, Selevkosların, Bergama Krallığı’nın, M.Ö. 60’da Roma’nın, M.Ö. 36’da Galatya’nın M.Ö. 25’de tekrar Roma’nın hakimiyetine girdi.

En parlak dönemini M.S. 2’nci yüzyılda yaşayan Kremna Antik Kenti, Roma İmparatorluğu’nun parçalanması sonucu Doğu Roma’nın egemenliğine; MS 11’inci yüzyılın sonunda Türklerin egemenliğine geçti.

Roma Çağı’na ait eserler, Kremna Antik Kenti’nde hâlâ ayakta duruyor. Etrafı 2 metre genişliğinde, 7 – 8 metre yüksekliğinde surlarla çevrili olan kent; bazilika, Elsodra Kilisesi ve kütüphane yapılarından oluşuyor. Bunlardan başka anıtsal giriş kapısı Propolion ve anıt çeşme Nympheum bulunuyor.

İLK İNCELEME 1880’Lİ YILLARDA YAPILDI

Kentin, ilk ayrıntılı incelemesi 1880’lerde Avusturyalı araştırmacı Graf von Lackoronski tarafından yapıldı. 1971 – 1973 arasında Prof. Jale İnan tarafından bilimsel kazı yapılarak kütüphane binası ortaya çıkarıldı. Kazılar sonucu bulunan 9 adet mermer tanrı heykeli ve diğer eserle, günümüzde Burdur Müzesi’nde sergileniyor.

REKLAM• BOUBON ANTİK KENTİ

Kent, hakkındaki bilgiler bir hayli sınırlı ölçüde. Helenistik döneme kadar inen kalıntılarıyla birlikte Roma Çağı kalıntıları günümüzde ayakta durmaya devam ediyor. Tiyatrosu, tapınağı, agorası, şehir surları ve diğer yapılarıyla ilk çağın önemli bir antik kentini oluşturuyor. Kentte bulunan bronz heykel, Burdur Müzesi’nde sergileniyor.

• 2.500 YILLIK OBJELER

Burdur Müzesi Müdürü Halil Arça ile Arkeolog Damla Su Çiçek eşliğinde müzeyi gezerken 2 bin 500 yıl öncesinden günümüze uzanan objelerinin insanoğlunun becerisinin nelere kâdir olduğunu, bölgenin gerek sakinlerinin, gerekse coğrafyasının karakteristik özelliğini görme adına oldukça heyecan vericiydi.

Bu arada; gördüğüm kadarıyla Burdur Müzesi’nin daha büyük bir binaya ve hediyelik eşya satan bir dükkana gereksinimi bulunuyor.

Arkeolog Damla Su Çiçek – Burdur Müzesi Müdürü Halil Arça

• İNSUYU MAĞARASI

İnsuyu Mağarası, Burdur – Antalya karayolu üzerinde, Burdur’a 13 kilometre uzaklıkta bulunan ve ülkemizde turizme açılan ilk mağaralardan biri olma özelliğine sahip.

597 metre uzunluğundaki İnsuyu Mağarası turizme, 1965’te açıldı.

Karstik yapının zamanla erimesi ve aşınması sonucu, sarkıt ve dikitlerin bulunduğu İnsuyu Mağarası, 1976’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kararıyla I. derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edildi.

• LAVANTA REKABETİ ÜRETİME ARTIRIYOR

Burdur’un florasında lavanta bir hayli yer tutuyor. Lavanta bahçelerini, Burdur Gölü’nün yanı sıra şehir merkezi olmak üzere her alanda görmek mümkün. Hal böyle olunca da şehir, lavanta ihracatı konusunda komşu şehir Isparta ile tatlı bir rekabet halinde. Bu rekabet de lavanta üretimini bir hayli artırmış.

• OYUNLU – TÜRKÜLÜ YAREN GECESİ

Burdurluların en büyük eğlencelerinden biri ‘Yaren Geceleri’…

Katılımcılara, hızlı olmadıkları takdirde belli bir ölçüde acı yaşatan ‘Günah Kantarı’ adlı oyunla başlayan eğlence dizisi, yöresel türkülerin seslendirilmesi ve halk oyunlarıyla tamamlanıyor. Eğlencede tüketilen içecek ise lavanta kahvesi…

Katıldığımız ‘Yaren Gecesi’nde yöresel türküler, öğretmen Arzu Gök tarafından seslendirildi.

• 1.201 YILLIK ANIT AĞAÇ

Burdur’un simgelerinden biri de Ağlasun ilçesindeki ‘Anıt Ağaç’… 1201 yaşındaki Doğu çınarı türündeki ağaç, dünyada yaşayan en yaşlı 10 ağaç arasında bulunuyor.

Hedef ilk 10'a girmek Hedef ilk 10’a girmek Haberi Görüntüle

Haber Kaynak : HABERTURK.COM

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
HoliganbetRize escorttrabzon Escortofis taşıma firmalarıdeyneytmey boynuystu veyreyn siyteyleyrdeyneytmey boynuystu veyreyn siyteyleyrdeyneytmey boynuystu veyreyn siyteyleyrTest